"Krone" yorumu

AB iltica uzlaşması boşluklarla dolu

"Krone" için analiz eden: dış politika uzmanı Kurt Seinitz(Bild: Krone KREATIV/stock.adobe.com)

Dağ küçük bir fare doğurdu - (Romalı şair Horace'a göre): Sekiz yıl süren çekişmelerin ardından AB iltica reformu konusunda bir anlaşmaya vardı (tabii ki Macaristan hariç). Temel, en düşük ortak payda - ve yeni kavgalar şimdiden ufukta görünüyor. Amaç kaçakçıları durdurmak ve Akdeniz'deki ölümleri sona erdirmek - sadece bir umut, daha fazlası değil.

Düzensiz göçmenler daha hızlı bir şekilde sınır dışı edilecek. Kamplardan zorla toplu sınır dışı işlemlerinden kim sorumlu olacak? Nereye? Onları kim kabul edecek?

Her şey enine boyuna düşünüldü mü? Yeşil yargıçlar söz konusu "güvensiz ülkeler" olduğunda kırmızı görüyorlar.

Sığınma hakkına dokunulmaması doğrudur, ancak bu bireysel bir haktır, kolektif bir hak değil. Orada daha iyi bir yaşam arayanların sığınma hakkı yoktur, ancak bireysel olarak zulüm görenlerin vardır. Sığınma başvuruları büyükelçiliklere de yapılabilir.

Entegre olmaya isteksiz, göze çarpan kültürel gruplardan gelen kitlesel göçün kısıtlanması gerektiğine şüphe yok. Bu konudaki en önemli tanıklardan biri olan Doğu Almanya vatandaşlık hakları savunucusu ve eski Federal Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'u dinleyelim: "Düzensiz göçün sınırlandırılması ahlaki açıdan kınanacak bir durum değildir ve hatta demokratik düzen tehlikedeyse siyasi açıdan da gereklidir."